1 | GEN 1:1 | Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. |
11 | GEN 1:11 | Tanrı, “Yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar, türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları üretsin” diye buyurdu ve öyle oldu. |
12 | GEN 1:12 | Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar, tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü. |
13 | GEN 1:13 | Akşam oldu, sabah oldu ve üçüncü gün oluştu. |
16 | GEN 1:16 | Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı. |
17 | GEN 1:17 | Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü. |
20 | GEN 1:20 | Tanrı, “Sular canlı yaratıklarla dolup taşsın, yeryüzünün üzerinde, gökte kuşlar uçuşsun” diye buyurdu. |
21 | GEN 1:21 | Tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan canlıları ve uçan çeşitli varlıkları yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü. |
22 | GEN 1:22 | Tanrı, “Verimli olun, çoğalın, denizleri doldurun, yeryüzünde kuşlar çoğalsın” diyerek onları kutsadı. |
24 | GEN 1:24 | Tanrı, “Yeryüzü çeşit çeşit canlı yaratık, evcil ve yabanıl hayvan, sürüngen türetsin” diye buyurdu. Ve öyle oldu. |
25 | GEN 1:25 | Tanrı çeşit çeşit yabanıl hayvan, evcil hayvan, sürüngen yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü. |
28 | GEN 1:28 | Onları kutsayarak, “Verimli olun, çoğalın” dedi, “Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun. |
31 | GEN 1:31 | Tanrı yarattıklarına baktı ve her şeyin çok iyi olduğunu gördü. Akşam oldu, sabah oldu ve altıncı gün oluştu. |
39 | GEN 2:8 | RAB Tanrı doğuda, Aden'de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem'i oraya koydu. |
40 | GEN 2:9 | Bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaç yetiştirdi. Bahçenin ortasında yaşam ağacıyla iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı. |
41 | GEN 2:10 | Aden'den bir ırmak doğuyor, bahçeyi sulayıp orada dört kola ayrılıyordu. |
43 | GEN 2:12 | Orada iyi altın, reçine ve oniks bulunur. |
45 | GEN 2:14 | Üçüncü ırmağın adı Dicle'dir, Asur'un doğusundan akar. Dördüncü ırmak ise Fırat'tır. |
46 | GEN 2:15 | RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem'i oraya koydu. |
47 | GEN 2:16 | Ona, “Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin” diye buyurdu, |
50 | GEN 2:19 | RAB Tanrı yerdeki hayvanların, gökteki kuşların tümünü topraktan yaratmıştı. Onlara ne ad vereceğini görmek için hepsini Adem'e getirdi. Adem her birine ne ad verdiyse, o canlı o adla anıldı. |
51 | GEN 2:20 | Adem bütün evcil ve yabanıl hayvanlara, gökte uçan kuşlara ad koydu. Ama kendisi için uygun bir yardımcı bulunmadı. |
56 | GEN 2:25 | Adem de karısı da çıplaktılar, henüz utanç nedir bilmiyorlardı. |
57 | GEN 3:1 | RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, “Tanrı gerçekten, ‘Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin’ dedi mi?” diye sordu. |
58 | GEN 3:2 | Kadın, “Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz” diye yanıtladı, |
59 | GEN 3:3 | “Ama Tanrı, ‘Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz’ dedi.” |
61 | GEN 3:5 | “Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.” |
62 | GEN 3:6 | Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi. |
63 | GEN 3:7 | İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar. |
64 | GEN 3:8 | Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı'nın sesini duydular. O'ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler. |
66 | GEN 3:10 | Adem, “Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim” dedi. |
67 | GEN 3:11 | RAB Tanrı, “Çıplak olduğunu sana kim söyledi?” diye sordu, “Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?” |
72 | GEN 3:16 | RAB Tanrı kadına, “Çocuk doğururken sana Çok acı çektireceğim” dedi, “Ağrı çekerek doğum yapacaksın. Kocana istek duyacaksın, Seni o yönetecek.” |
73 | GEN 3:17 | RAB Tanrı Adem'e, “Karının sözünü dinlediğin ve sana, Meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için Toprak senin yüzünden lanetlendi” dedi, “Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın. |
74 | GEN 3:18 | Toprak sana diken ve çalı verecek, Yaban otu yiyeceksin. |
77 | GEN 3:21 | RAB Tanrı Adem'le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi. |
79 | GEN 3:23 | Böylece RAB Tanrı, yaratılmış olduğu toprağı işlemek üzere Adem'i Aden bahçesinden çıkardı. |
80 | GEN 3:24 | Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi. |
82 | GEN 4:2 | Daha sonra Kayin'in kardeşi Habil'i doğurdu. Habil çoban oldu, Kayin ise çiftçi. |
83 | GEN 4:3 | Günler geçti. Bir gün Kayin toprağın ürünlerinden RAB'be sunu getirdi. |
85 | GEN 4:5 | Kayin'le sunusunu ise reddetti. Kayin çok öfkelendi, suratını astı. |
86 | GEN 4:6 | RAB Kayin'e, “Niçin öfkelendin?” diye sordu, “Niçin surat astın? |
89 | GEN 4:9 | RAB Kayin'e, “Kardeşin Habil nerede?” diye sordu. Kayin, “Bilmiyorum, kardeşimin bekçisi miyim ben?” diye karşılık verdi. |
91 | GEN 4:11 | Artık döktüğün kardeş kanını içmek için ağzını açan toprağın laneti altındasın. |
95 | GEN 4:15 | Bunun üzerine RAB, “Seni kim öldürürse, ondan yedi kez öç alınacak” dedi. Kimse bulup öldürmesin diye Kayin'in üzerine bir nişan koydu. |
96 | GEN 4:16 | Kayin RAB'bin huzurundan ayrıldı. Aden bahçesinin doğusunda, Nod topraklarına yerleşti. |
100 | GEN 4:20 | Âda Yaval'ı doğurdu. Yaval sürü sahibi göçebelerin atasıydı. |
101 | GEN 4:21 | Kardeşinin adı Yuval'dı. Yuval lir ve ney çalanların atasıydı. |
102 | GEN 4:22 | Silla Tuval-Kayin'i doğurdu. Tuval-Kayin tunç ve demirden çeşitli kesici aletler yapardı. Tuval-Kayin'in kızkardeşi Naama'ydı. |
103 | GEN 4:23 | Lemek karılarına şöyle dedi: “Ey Âda ve Silla, beni dinleyin, Ey Lemek'in karıları, sözlerime kulak verin. Beni yaraladığı için Bir adam öldürdüm, Beni hırpaladığı için Bir genci öldürdüm. |
105 | GEN 4:25 | Adem karısıyla yine yattı. Havva bir erkek çocuk doğurdu. “Tanrı Kayin'in öldürdüğü Habil'in yerine bana başka bir oğul bağışladı” diyerek çocuğa Şit adını verdi. |
106 | GEN 4:26 | Şit'in de bir oğlu oldu, adını Enoş koydu. O zaman insanlar RAB'bi adıyla çağırmaya başladı. |
130 | GEN 5:24 | Tanrı yolunda yürüdü, sonra ortadan kayboldu; çünkü Tanrı onu yanına almıştı. |
135 | GEN 5:29 | “RAB'bin lanetlediği bu toprak yüzünden çektiğimiz eziyeti, harcadığımız emeği bu çocuk hafifletip bizi rahatlatacak” diyerek çocuğa Nuh adını verdi. |
139 | GEN 6:1 | Yeryüzünde insanlar çoğalmaya başladı, kızlar doğdu. |
141 | GEN 6:3 | RAB, “Ruhum insanda sonsuza dek kalmayacak, çünkü o ölümlüdür” dedi, “İnsanın ömrü yüz yirmi yıl olacak.” |
142 | GEN 6:4 | İlahi varlıkların insan kızlarıyla evlenip çocuk sahibi oldukları günlerde ve daha sonra yeryüzünde Nefiller vardı. Bunlar eski çağ kahramanları, ünlü kişilerdi. |
143 | GEN 6:5 | RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. |
148 | GEN 6:10 | Üç oğlu vardı: Sam, Ham, Yafet. |
150 | GEN 6:12 | Tanrı yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı. |
152 | GEN 6:14 | Kendine gofer ağacından bir gemi yap. İçini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap. |
153 | GEN 6:15 | Gemiyi şöyle yapacaksın: Uzunluğu üç yüz, genişliği elli, yüksekliği otuz arşın olacak. |
157 | GEN 6:19 | Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al. |
158 | GEN 6:20 | Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler. |
159 | GEN 6:21 | Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola.” |
161 | GEN 7:1 | RAB Nuh'a, “Bütün ailenle birlikte gemiye bin” dedi, “Çünkü bu kuşak içinde yalnız seni doğru buldum. |
162 | GEN 7:2 | Yeryüzünde soyları tükenmesin diye, yanına temiz sayılan hayvanlardan erkek ve dişi olmak üzere yedişer çift, kirli sayılan hayvanlardan birer çift, kuşlardan yedişer çift al. |
167 | GEN 7:7 | Nuh, oğulları, karısı, gelinleri tufandan kurtulmak için hep birlikte gemiye bindiler. |